Mutlu çocuk yetiştirmek.
“Mutlu bir ağaç ile mutsuz bir ağacın farkını yaprağından anlıyorsunuz. Gövdesinden, duruşundan, hem de 'şıp' diye...İyi bakılmış, kökleri havalandırılmış bir zeytin bahçesine adım attığınızda, güzel de bir gübre atmışsa hele çocuklar ve bir de üzerine yağmur yağmışsa, ağaçların karşısına geçin de bakın. Dalların başı göğe yükseliyor. Yaprakların arasından geçen rüzgarın kırılması değişiyor, sesi değişiyor. Orada bir anlam var.”
Geçen gün bu satırları okuduğumda mutlu bir çocuk ile mutsuz bir çocuk arasındaki farkı da aynı kelimelerle tarif edebileceğimi düşündüm. Gövdesinden, duruşundan, göğe yükselişinden belli…
“Bu dünyada benim de kıymetli bir yerim var; hissettiklerimin ve ihtiyaçlarımın duyulduğu topraklarda büyüyorum” diyen çocuğun hayata verdiği ses ve renk de tıpkı o zeytin ağacı gibi güçlü ve canlı oluyor.
“Kendi hayatının tam katılımcısı olmak”
Şiddetsiz İletişim temelli “Saygılı Anne-Baba, Saygılı Çocuk” kitabında yazarların sözünü ettiği “hayatın tam katılımcısı olmak” tabiri de bu ağacın kökünü saldığı yerlere denk düşüyor olmalı.
Çocuklarımız bizim rehberliğimiz eşliğinde kendi yaşamları üzerinde seçim yaptıkça, “kendilerini hayatlarının tam katılımcısı olarak algılayabilir, yetişkinliğe yetkin ve kendinden emin, seçim sahibi insanlar olarak girebilirler” diyor yazarlar.
Kendi hayatının tam katılımcısı olmak…Bu dört kelime, büyüyen bireyin tam’lığını tam yapan anahtarlar içeriyor. Yaşamın irili ufaklı sırlarını keşfeden çocuğun desteklendiğini bilmesi, hayata ve seçimlerine güvenmesi, ifade ettiği duygu ve ihtiyaçlarla saygı görmesi, gelişiminin o anki noktasında yapabildikleriyle ve yapamadıklarıyla olduğu gibi kabul edilmesi, içinden gelen canlılıkla ve doğasında barındırdığı güçle bir yaşaması ve hayata, ilişkilerine o güçle etki etmesi…
- Gizem Alav Şapçı
Kişiler arası iletişim uzmanı Gizem Alav Şapçı’ya, şefkatle mutlu çocuk yetiştirmenin hassas noktalarına vurgu yaptığı bu anlamlı satırları bizlerle paylaştğı için teşekkür ederiz.
~ YENİ NESİL 2000 OKULLARI