Öğrenmenin yaşı vardır.

Çocuk gelişimine, özellikle de beynimizin gelişimine baktığımızda öğrenmenin yaşı vardır demek pek de yanlış sayılmaz. Öğrenme becerilerinin en hızlı olduğu dönemlerin, okul öncesi ve okul çağı olduğunu görüyoruz.

Anaokulundan üniversiteye kadar geçen süredeki öğrenme hızımız ve kapasitemiz hayatımızın herhangi bir yaş aralığında bu kadar verimli olmayabilir. Kişinin olması gereken yaşta eğitilmesi bu nedenle önemlidir.

Öğrenme kapasitemiz ise beynimizin gelişimiyle orantılı. Örneğin, 1-2 yaşlarında konuşmayı öğrenen çocuklar, 5-6 yaşlarından itibaren okuma-yazmayı öğrenir hale gelebiliyor ve ancak o yaştan itibaren eğitime başlayabiliyor.

Yeni Nesil 2000 Okullarında, okul öncesi eğitimden başlamak üzere tüm eğitim sürecini çok önemsiyoruz.

Erken dönemde edindiğimiz bilgiler bir anlamda bir inşaatın temeline benzer. Bu bilgileri, yaşımız ilerledikçe yeni öğrendiklerimiz sayesinde birtakım düzenlemelere tabi tutarız. Eğer öğrendiklerimiz yanlışsa, bu bilgilerin yerine yeni bilgileri yerleştirmeye çabalarız. Fakat bu süreç yeni bir bilgiyi özümsemekten çok daha zordur.

Tabii ki bu öğrenme her yaşta kazanabiliriz. Ancak kritik dönem olan ilk çocukluk döneminde bu öğrenmenleri içselleştirmemiz daha kolaydır. Bunun en güzel örneği ise “dil öğrenme” becerisidir. İlk çocukluk dönemimizde dil öğrenmemiz, diğer yaş dönemlerimize göre çok daha kolaydır.

O nedenle Yeni nesil 2000 Okullarında ana dilimizin yanında, Fransızca dil eğitimine anaokulunda; İngilizce dil eğitimine ise ilkokulda başlarız. Böylelikle öğrencilerimiz, bir yandan akademik, sosyal ve duygusal beceriler edinirken, diğer yandan iletişim, yaratıcılık, kavramsal düşünebilme ve problem çözme yeteneğine sahip erdemli bireyler olarak çok kültürlü bir formasyonla yetişmenin avantajlarına sahip olurlar.

~ YENİ NESİL 2000 OKULLARI

Previous
Previous

Otoriter olmadan ebeveyn olmak…